26 Temmuz 2012 Perşembe

Sanal Aleme Nasıl Düştük

İşte yazarlık hikayemiz kısa bir serüven ama bu işe işte böyle başladık.İlk önce şuan çok popüler olan sözlük yazarlığıyla başladık tabi yazar olmadan önce sözlükleri takip ediyorduk ama daha sonra bu işte ilerleyebileceğimizi düşünerek sözlük yazarlığı yaptık.Ama sözlüklerdeki sorunları bilirsiniz aptal insanlar sadece küfür etmek yada pornografik şeyler paylaşmak için sözlük ortamlarını doldururlar biz bundan çok çektik aptal insanlarla dolu bir yerde sesimizi duyuramadık tıpkı demokrasi gibi saçma sapan yerlerde demokrasi uygularsanız aptal insanlar sizi yönetir yani aptal insanların çoğunlukta olduğu bir yerde aptallık saltanata geçer(alın size toplumsal mesaj) neyse sözlük yazarlığını pek sürdüremedik çünkü sözlüğümüz kapandı.Ondan sonra kitap yazmaya karar verdik ve çalışmalara başladık kitabın yarısını tamamladığımızda bunu birilerinin duyması gerekiyordu zaten bastıracağımız için matbaa ile konuşmamız lazımdı kapak tasarımı falan hepsini yapmıştık ama işte sorunlar o zaman başladı ve anladım ki bu ülkeden yazar çıkabilmesi çok zor. İlk önce ailenizin size destek vereceğini düşünürsünüz ama onlar size engel olmaya çalışır neyse kitap yazamayacağımızın farkına varınca acaba ne yapsakta düşüncelerimizi insanlara ulaştırsak diye düşündük daha sonra ılık bir arkadaşım saçma sapan şeyler yazdığı bir blogunu gördüm ve dedim ki insanlar belkide yaralı olabilecek bir oluşumu remen katlediyorlar belkide biz hem düşüncelerimizi yazarız, içimizi dökeriz hemde  belki mahvedilmiş bu oluşuma belki son bir kurtuluş şansı oluruz. Ve büyük son dün akşam saat 3 sularında düşüncelerimizi gerçeğe aktardık. Şimdi buradayız.
.........Libertatem

Açıklama 2

Okuduktan sonra yazılarımıza yorum atarsanız nerede yanlış yaptığımızı,nerede eksiklerimiz olduğunu anlayabiliriz. Tabi beğendiyseniz sadece eleştirel yorumlar atmayabilirsiniz beğendiğinizi belirten yorumlarda atın. Kısacası yorum atın.

ZEVKSİZLİK


Zevksizlik ne yani ne tam olarak? Bence sadece sabit kafalı birinin beğendiğini beğenmediğimizde zevksiz oluruz. Ne yani benim zevklerim başka olamaz mı? Benim beğendiğimi sen beğenmiyorsun o zaman sensin zevksiz. Sonuçta herkesin kendi önceliği vardır. Ama şimdi hiç kimsenin beğenmediğini beğenirsen sana zevksiz derler çünkü bizim toplumumuz kıt , sabit kafalı. Düşünceye saygı nedir bilmezler. Bana sorarsan senin beğendiğini ben beğenmiyorsam sadece düşüncene saygı duyarım. Çünkü sende bende olmayan farklı bir bakış açısı vardır. Ama cahil , lanet olası beyinleri anlamıyor.
O zaman ne mi yapacağız? O sabit kafalıların dediklerini umursamayacağız. Adı üstünde sabit kafalı ne yapayım ben öyle insanı? Bana hiçbir katkısı olmayıp aksi gibi zararı olduktan sonra ki genelde o sabit, kıt kafalı insanlar size ‘zevksiz’ dediklerinde sizin canınızı sıkarlar. Yani kısacası zevksizlik göreceli bir kavramdır bu yüzden başkasının zevklerine saygı duyun. Eğer sizin zevkinize saygı duyulmuyorsa o saygı duymayanı boş verin gitsin çünkü o hayatta sadece israftır.
LUSTİTİA

ŞAŞKINLIK


Nedir sizin için şaşkınlık? Benim için buzdolabından bir soda alıp rafa koyduktan sonra buzdolabından bir şeyler atıştırıp tekrar bir soda çıkarıp rafına üstüne koyduğumda 2 soda çıkardığımı fark etmiş olmamdır.
Ya da şaşkınlık sevdiğimiz beğendiğimiz bir şeyin aslında hiç güzel olmamasıdır. Bunu fark ettiğimiz anda başta şaşırırız ama eğer bu bahsettiğimiz şey bizim için çok değerliyse işte işler burada şaşkınlıktan çıkar ve yeni bir boyut kazanır. Artık ne tepki vereceğimiz belirsizdir. Belki depresif bir duruma sokarız kendimizi ya da ‘aman canı cehenneme’ deyip boş veririz. Ama işin garip tarafı bazen ‘aman canı cehenneme’ dedikten bir süre geçtikten sonra depresif bir duruma sokarız kendimizi. Yani bu durumda ‘attan inip eşeğe binmiş oluruz’ bunun yerine en başta depresif takılalım biraz sonra pat ‘canı cehenneme , lanet olsun ne kadar boktan şeylere üzülmüşüm’ deyip boş verelim. Ben böyle yapıyorum tavsiye de ediyorum. Ama asla o depresif durumda sıkışıp kalmayın asla. Hayatta hiçbir şeye şaşırmam ben demeyin çünkü hayat hiç beklemediğiniz anlarda hiç beklemediğiniz şeyler yapar.
LUSTİTİA

RAHATLAMAK


Rahatlamak nedir bizim için? Her insan farklı rahatlar kimi alkol kimi tütün kimi ise sadece birileriyle konuşarak rahatlar. Ama asıl önemli olan en rahat şekilde rahatlamaktır mesela konuşarak rahatlıyorsanız ama hiç tanımadığınız biriyle konuşursanız karşınızdaki sıkılır ve siz tam anlamıyla rahatlayamazsınız yani bunun rahatsızlığını hissedersiniz e ozaman daima kendimize çok yakın hissettiğimiz insanlarla konuşarak rahatlamayı deneyelim. Gelelim alkole canın çok mu sıkkın birileriyle aran mı kötü oldu iç ama bir ayyaş kadar da içme sadece sinirlerini gevşetecek kadar iç. Tütün gelirsek ise direk uzak dur daha çok rahatlatan şeyler var. Mesela yüksek  hızda araba sürerken kafanı dışarı çıkarıp bağırmak cidden insanı rahatlatır. Ya da ‘Siktir Et’ kitabında dediği gibi, gözlerinizi kapatın sizi sinir eden şeyi düşünün derin bir nefes alın nefesinizi verirken siktir et deyin. Daha iyi hissedersiniz. Sonuç olarak ne olursa olsun rahatlamaktan vazgeçmeyin. Herkesin buna ihtiyacın var ya lanet olası dünyadan biraz da olsa kopup boşlukta biraz oyalanmak herkese iyi gelir. Bu boşluk iyidir ama ayarını kaçırmamak lazım. Kaçırırsak nolur diyorsunuz belki de. Eğer kaçırırsak bağımlı oluruz o bizi rahatlatan şey her ne ise onun bağımlısı oluruz. Ve o artık bizim için bir ihtiyaçtır, o bizim için rahatlama aracı olmaktan çıkmıştır. Onu yaptığınızda sadece yapma ihtiyacınız gidecek, rahatlamayacaksınız buna lütfen dikkat edin.
Bir de o yoga hareketleri falan var çoğumuz saçma falan diyor ama denedim biraz işe yarıyor. Alın bir kitabını yapın hareketlerini ne kaybedersiniz ki.
Bir diğer rahatlama ise sadece ama sadece istediğin için bir şeyleri yapmaktır. Sonunu düşünme ‘bunu yaptım ya şimdi ne olacak of keşke yapmasaydım’  asla ama asla deme boş ver  iyi ki yaptın yapmak istedin çünkü öbür türlü için de kalacaktı. Hem yaptın da ne oldu? Ne kaybettin? Ozaman yap gitsin ya bu lanet hayatı istediğin gibi yaşamıyorsan hiçbir anlamı yok bırak sadece istediklerini yap evet belki biraz bedel ödeyeceksin ama olsun her şeyin bir bedeli var. Ve asla unutma ‘Zor olan her şey güzeldir’. O yüzden zor olan şeylerden asla kaçma zor olan şeyleri başardığında mutlu hissedersin çünkü rahatlarsın.
Kimi insanlar ise klasik müzikle rahatlar. Denedim olmuyor ya gram rahatlatmıyor. Ama uykumu getirdiği bir gerçek ama eğer çok sinirliyseniz gerçekten o sesi çekemeyecekseniz sizin için sadece lanet bir baş ağrısına döner. Bununla uğraşacağınıza alın bir uyku hapı ya da ağrı kesici vurun kafayı yastığa biraz uyuyun.
Biraz zor ama en güzel , en iyi rahatlama tamamen  boş bir şekilde boş veriştir. Zaten bu kendinizi rahatlatmak için yaptıklarınızı aslında sadece boş vermek için yapıyorsunuz. Ben boş veremem öyle hemen diyorsanız sadece kararlı olun ve yapın gitsin.
LUSTİTİA

MUTLU OLMAK İÇİN


1. Ufak şeyleri dert etmeyin.

2. Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.

3. Huzurlu ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.

4. Olumlu ve olumsuz düşüncelerde kartopunun çığ gibi büyüme etkisini unutmayın.

5. Sevgi kapasitenizi geliştirin.

6. Unutmayın; öldüğünüz zaman bile, hala yapılacak... bir dolu işiniz olacaktır.

7. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.

8. İyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.

9. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.

10. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.

11. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.

12. Sabır geliştirme egzersizleri yapın.

13. Sevgi elini önce siz uzatın.

14. Kendinizle; dolayısıyla çevreyle barışık olun.

15. Gülümseyin.

16. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.

17. Strese dayanma gücünüzü arttırın.

18. Haftada bir kez içten bir mektup yazın.

19. Temiz hava alın.

20. Zihninizde özel bir bölüm açın.

21. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünerek geçirin.

22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.

23. Her gün kendinize sessiz bir zaman ayırın.

24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.

25. Karşınızdaki kişiyi anlamayı amaçlayın
LUSTİTİA

İLİŞKİLER


Hep bir ilişkimiz olsun isteriz ilişkimiz başladığında da sıkılırız nedense sorun bizde midir?
Yoksa yanlış kişi midir karşımızdaki? Hep yanlış kişiler yanlış zamanda gelir bence tek sorunumuz bu.
Bunu engellemek için doğru kişiliğimiz olmalı öncelikle. Doğru kişilik dediğimse ne bir ılık kadar sevecek ne de bir duygusuz  kadar  sevmeyecek insan sevdikçe kaybeder çünkü o saçma sapan filmlere inanmayın. Senin ilişkilerin çok mu rayında derseniz ben mutluyum gerisi boş.
Ama en büyük hatamız ne biliyor musunuz? Lanet olası kararsızlığımız. Ben kararsız değilim demeyin hepimizin kararsız kaldığı bir alan var sadece o alanı daraltmalıyız yoksa gittikçe zarar görüyoruz. O alanı daraltmak için önce kararlı olmak lazım, cidden bunu yapmak istemeniz lazım. Merak etmeyin tek ihtiyacınız olan şey oturup cidden ben bunu yapmak istiyorum evet yapacağım kararlı olacağım demeniz gerekiyor. Herkes yapabiliyor siz de yapabilirsiniz.
Ama lanet olası her aşk insanı yorar işin kötü yanı bu. Yormasının sebebi genelde sizin çok uğraşmanızdır. Boş verin uğraşmayın başka insan mı kalmadı koskoca dünyada. Aslında yapılması gereken baktın yoruyor mu bitireceksin hiç kendi yıpratmanın anlamı yok. En başta kendini biraz kötü hissedeceksin belki ama elbet geçecek ve zamanla daha iyi hissedeceksin. Çünkü bazen en iyi şey unutmak ve yeniden başlamaktır. Ben hep böyle yaptım hiç de pişman değilim.
Asıl soru biz bu karşımızdakiyle neden bu kadar çok uğraşıyoruz? Tek ve mükemmel cevap ‘Her şey yalnızlıktan’. Hep yalnızlığımızdan şikayet ettiğimiz için başkalarının yanında buluruz kendimizi evet bu bizi rahatlatır ama genelde o yanında bulunduğumuz kişi doğru kişi değildir. Doğru olsa bile biz değerini bir süre sonra anlamayacağız. Ama ne gariptir ki onun değerinin olmadığını düşündükten sonra onla aramızda her ne varsa bitirdikten sonra aslında onun ne kadar değerli olduğunu anlarız.
Bir de elde edemediklerimiz var. Çoğu kişi buna aşk der. Akıl var mantık var elde edememişsen hırs bürümüştür seni artık ona karşı bir şey hissetmiyorsundur sadece seninle olmasını istiyorsundur ki bu ne hoşlantıdır ne de aşk. Elde edemediğinle ne kadar çok uğraşırsan aslında o kadar çok zorlaştırıyorsun aslında.  Çünkü türk insanı bu sen uğraştıkça uğraştırır seni. O yüzden en iyisi boş ver gitsin, o buna değmez dostum değseydi seni uğraştırmazdı.
Hele o kurtulamadığımız insanlar var ya. Kurtulamadıklarımızdan kurtulamamızın asıl sebebi onları onların anlayacağı dilden kovmadığımızdandır ve ya sadece o insanı kırmak istemediğimizdendir. Gerçi bazı insan o kurtulamadıklarımız dediğimiz insanlarla oynamayı seviyorlar. Nasıl mı oynuyorlar? Kurtulmak istemiyor daha doğrusu kovmuyor elinde tutmayı seviyor böylece kendi egosunu tatmin ediyor bu bence tamamen bencilce ve tiksinç bir şey. Gerçekten kurtulmak mı istiyorsun? Kov en sert şekilde içinden nasıl geliyorsa anlamıyor mu? Bir daha kov kov kov ne kaybedersin olabildiğince sert. Eminim daha iyi olacaksın.
Kovulan tarafa gelince ise kovuldun mu boş ver artık uğraşma. Dışarısı insan kaynıyor, çık dışarısı biraz sosyalleş elbet bir şeyler değişecektir. Kovuldun diye moralini bozup depresif depresif takılmana gerek yok. Unutma ki her reddedilişin senin tecrübendir bir sonrakinde nasıl davranacağını daha iyi anlarsın. Derken bir bakmışsın istediğin insanla yan yanasın. O yüzden asla ama asla moralini bozma ve başka insan yokmuş gibi davranma. Çünkü eğer böyle davranmazsan zaman elinden kayıp gidecektir. Ve zaman geri dönüşü olmayan değerli bir şeydir, onu asla boşa harcama asla hele boş insanlarla hiç harcama.
LUSTİTİA